Kaïro


Ülkemizde pek az tanınan, ama dışarda çok tanınan ve filmleri merakla beklenen bir yönetmen Kiyoshi Kurosawa.
İlk çıkışını Kyua(Cure) fimiyle yapan Kurosawa kısa sürede hayli kabarık bir izleyici kitlesi oluşturdu. Ardından Kourei, Karisuma gibi filmler geldi.
Japon Yeni Dalga filmleri arasında önemli yer tutan bir film olan Kaïro (2001) ise güçlü, derin felsefesi ile internet ile bağlantılı modern, anlaşılmaz bir korku hikayesi içeriyor.

    

Filmin ana temasını oluşturan cümle: "Bir hayaletle tanışmak ister misin?"
Yakın bir arkadaşlarının beklenmedik intiharının ardından, bir grup genç Tokyo'lu gencin başına tuhaf şeyler gelmeye başlar. İçlerinden birisi, intihar eden bu gencin görüntüsü/hayaletini duvarda görür. Diğer yandan bu gencin bilgisayarından kopyalanan disketlerin kopyalanması ile diğer gençlerin bilgisayarlarından tuhaf görüntüler oluşmaya başlar.
Acaba arkadaşları onlara mezarından ulaşmaya mı çalışıyordur, yoksa daha uğursuz bir şeyler mi olacaktır?
Kaïro, zaman zaman durağan zaman zaman ise hareketli kamerası ve gerilim yaratıcı müziği ile dikkat çekiyor. Ringu filmini sevenler için bu filmin karanlık, kasvetli ve gerici atmosferi ilgi çekici olacaktır  

   

Filmde "Yasaklanmış Odalar", Kütüphanedeki hayalet, bilgisayarda ortaya çıkan tuhaf görüntüler, duvarda peydah olan gizemli karaltılar ve hayaletlerin ağır çekim yaklaştığı sahneler filmin en can alıcı ve korkutucu sahneleri.
Kurosawa'nın bu filmde anlatmayı çalıştığı felsefe ise şu: Tüm insanlar yalnızdır, yalnız doğarlar ve yalnız ölürler, öldükten sonra da yalnızdırlar. Mutlu sonlar yoktur, parlak bir gelecek yoktur ve en yakın insan toplulukları bile gerçek anlamda bağlanmış olmazlar. Ne internette, ne arkadaşlar arasında, ne de aile ortamı içinde. Her birey kendi başınadır ve sonu olmayan derin bir yalnızlığın esiridir.
Kaïro gerçek bir başyapıt: sinematografik anlamda çok karanlık (Film Noir) ve sürreal bir film. Filmi izledikten sonra uzun süre hafızanızda filmden kalan imajları silemeyeceksiniz. Şok içeren görüntüler yerine, izleyiciyi gelecek korkusu ve filmin felsefesini düşündürten derin, ürpertici duygulara sevkediyor. Mutlaka görülmesi gereken bir thriller.